Hamile olduğumu öğrendikten sonra bir de bunu saklama operasyonu söz konusu. İlk 3 ay düşük riski de olduğu için mümkün olduğunca az insanla paylaşmak, ilerdeki olumsuz koşullardan güya bizi koruyor. İyi de şimdi insan böyle güzel bir haberi nasıl saklar ?
Tabii ki de birkaç yakınına söylüyorsun ki en azından deşarj olabilesin! Fakat asıl meselelerden birisi kurumsal bir şirkette çalışıyorken bu durumu saklamaya çalışmak. Plaza insanısın, çıtı pıtı giyiniyorsun, hareketli bir hayatın var, saçların kızıl ve her sabah metal dedektöründe aranıyorsun. İste bunların hepsine birer çakallık bulman gerekiyor.
Öncelikle tipin, tarzın ve kıyafetlerin.. Bir önceki yazıda şöyle bir üstünden geçtiğimiz üzre, doktor tavsiyesi dar giyinmemek yönünde fakat gardrobun son moda daracıklarla dolu.. Hadi seni kurtarabilecek birkaç elbise var diyelim, birkaç tane de lastikli pantolon ve gömlek falanla idare ettin. Bir de seni bekleyen gardrop önü depresyonu durumu var. Bir dolap dolusu kıyafetin varken bile "bugün ne giysem" durumuna giriyorduk fakat simdi elimizde çok daha az alternatif var ve geride kalanlar çok daha şık şeyler. Üstelik yaz gelmiş, rengarenk giyinmeler başlamış, geçen sezonun sonunda aldığın o hiç giyilmemiş topuklu ayakkabını da giymenin tam zamanı!
İşte orda dur bakalım topuklu plaza canavarı.. Bi kere hamilelerin dengesi bozuk olurmuş, tuvalette ayağın kayar düşersin falan. Bir kere o topukluları bi rafa kaldır. Ya da en iyi ihtimalle kalın ve kısa topuklular bir süre daha kalabilir eğer için rahat edecek ve giyebileceksen. Geçen sezon aldığın o caanım ayakkabı bir sezon daha bekleyecek, onu bi bil.
Ayrıca kimse senin hamile olduğunu falan anlamaz, orda da bi rahat ol. Zaten 2 ayda göbeğin de çıkmadı, en fazla yemeklerden sonra kendini biraz şişmiş hissediyor olabilirsin. Elindeki 3 pantolunu ve 2 elbiseyi birkaç hafta evire çevire giyebilirsin. Üstelik ben ikiz bebek beklediğim halde üçüncü ayda karnım falan çıkmadı. O yüzden biraz sakin lütfen..
Şimdi bunların üstünden zaman geçmişken anlatmak daha rahat tabii ki ama inanın sabahları yaşadığınız bu hissiyatta yalnız değisiniz. Kimse değilse ben anlıyorum arkadaşım ben de aynen yaşadım bunları, ondan diyorum "take it easy". Her zamanki kadar güzelsin, giydiklerin hala çok yakışıyor, ayrıca makyaj ya yapabilirsin, takıp takıştırabilirsin. Üstelik annelik sana yaradı bak aynaya biraz daha dikkatli bak! Gözlerini kıs şöyle bi. Hala seksisin, belki daha bile kadınsın, belki biraz daha olgunlaştın. Herşey yolunda!
Konu o güzelim kızıl ya da sarı saçlarına gelinceeee. Bende kızıl olanlarından vardı, hatta turuncumsu ve de asıl rengim oldukca kahverengi. İlk zamanlar saçımı boyatamadığım için tabii ki zamanla dipleri çıkmaya başladııı. Ama neyse ki 2 milim dibi çıkınca boyatan birisi zaten olmadığım için bu durumla çevre pek alakadar olmadı. Siz de bir süre "aayy evet şekerim hiç fırsatım olmuyo vallahi bir de yeni renk mi denesem diye bakınıyorum" gibi saçmalıklarla meraklı kalabalığı kendinizden uzak tutabilirsiniz. Ben 4. ayımda saçımı boyattım, organik boya kullandım ve kendi doğal rengime döndüm sürekli boyatmamak için. Bu konuda farklı doktorların farklı yönlendirmeleri olabiliyor, benimki 3. aydan sonra yallah dedi ama kimisi 20. haftaya kadar boyatma diyormuş ben duyduklarımın yalancısıyım. Bence orda mühim olan amonyak koklama olayı. Bebelere kimyasal kokulu nefesler almayalım falan diye sanırım. İşin uzmanı değilim, ancak yaptığum kadarını anlatabilirim canım ben. Kuaförüm Osman Can Bulat beyefendiye "sende organik boya var mıydı" diyince de zaten heme leb demeden leblebiyi anladığı için durumun normal olduğunu gördüm.
Evet boya isini de hallettik mi ? Şimdi o plazanın girişindeki metal dedektörlerine değinelim. Tabi ki önce doktor civanıma sordum ne yapalım bu girişteki dedektörlerde diye. Dedi ki "geçmesen iyi olur ama geçersen de çok kritik değil, uyuz bir güvenliğe denk gelirsen kasma." Bizim plaza ise İstanbul'un en eskilerinden birisi olmakla birlikte, güvenliklerinin uyuzluğuyla meşhurdur. Kendisi Maya Akar Center olur. Dedim canım hamileyim ben geçerken zımbırtıyı kapatır mısınız? Dedi ki bina yönetimine insan kaynaklarınızdan hamilelik raporu gitmesi lazım, ancak o şekilde kapatabiliriz.
Evet ilk öğrenecekler belli oldu :)
Zaten de İK'daki yakın arkadaşıma söyliycektim. Sirketten söylediğim 3 kişiden birisiyle işi halletmiş olduk. Diğer ikisi de arkadaş kadrosundan :) Fakat tabi bir de plaza kapısından girerken diğerlerine yakalanmama kovalamacası başladı. Sabah gelirken sağımı solumu kolaçan ediyorum, bizden kimse yoksa rahat rahat girip dedektörü kapattırıyorum. Birisiyle denk gelirsem de "ay ben bi telefonla konuşçaktım sen çık yukardan görüşürüz" diyerekten oyalanıyorum. Ama tabii mesela öğlen cümbür cemaat yemeğe gitmişiz, dönüşte o dedektör bana uzaktan bakıyor ve yanımda şirketin yarısı var. Hemen kocama bi mesaj çakıyorum "canım beni arar mısın" diye :) Ve yine "ben telefondayım siz çıkın" işareti çakarak o durumdan da sıyrılıyorum.
İşte bunlar hep macera hep komiklik :)))))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder