13 Kasım 2021 Cumartesi

CO-VID GELDİ, GELMESE DAHA İYİYDİ

 Evi karantinaya aldık ha dostlar!

Deniz geçen cuma gecesi ateşleniverdi. Deniz de pek ateşlenmez ha, genelde Barış başı çeker bu hastalık işlerinde. Ama bu sefer bizi şaşırttı köftehorlar. Meğer virüslenmiş ha çocuk! Önden Deniz, sonra Barış, sonra ben ve en son babalar olmak üzere bi sıradan geçtik. Teker teker tadına vardık Kovidin. Herkesteki etkiler aha şu şekil oldu:

Deniz: İlk gece ateşle başladı ve 2-3 gün kadar ateşlenme ara ara oldu ama ateş düşürücü verdikçe düştü. En azından dirençli ateş değildi de ilaçla düştüğü sürece çok sorun olmadı. yine ilk 2 gün yorgundu ve genelde yatarak veya uyuyarak geçirdi günlerini. Sanırsam 3. gün itibariyle bunlar gitti yerine öksürük geldi. Öksürük birinci haftanın sonunda da devam ediyo ama enerjisi yerinde. 10 günlük izolasyonu salı günü bitiyor ve okula dönecek artık.

Barış: Her zamanki gibi ishal ve kusmayla başladı çünkü onun sindirim sistemleri daha zayıf ve herhangi bir hastalık onu önce ordan vurur. Bunları ertesi gün ateş takip etti yine 2 gün kadar ara ara çıkan ama ilaçla düşen ateş azalarak bitti. Ateşli günlerinde yorgundu ve gün içinde ara ara uyudu. Bunlar  biterken öksürük geldi ve grip geçiriyormuş gibi bir hal aldı. Şimdi burnu tıkalı ve biraz öksürüğü var sadece. Onun 2 gün fazla izolasyonu var yani perşembe günü okula dönecek. 

Ben: Sonuncusu 5 ay önce olmak üzere 2 aşımı da olmuştum. Deniz e ilk PCR yaptığımızda bana da yaptık ve negatif çıktım fakat tabii sonradan aldım virüsü kaçınılmaz bir şekilde. Zira 6 yaşında çocukları evde izole etmek imkansız, naapıcam çocukları odaya mı kapatıcam? Bende durum yorgunlukla başladı ama aşırı bir kas ağrısı falan olmadı. Ateşim de öyle aman aman çıkmadı. Uzun süren ve ara ara yoğunlaşan grip gibiydi benimkisi. Öksürük en rahatsız edici tarafı tabii, akşama doğru da ses kısılması oluyor biraz. Burnum da tıkalı ama genel durum olarak bence gripten fazlası değildi benimki. 

Eşim: Ona eşim demek de ne garip geldi ha :) Kendisi en son aldı virüsü ve sanırım en ağır geçirenimiz oldu. Kas ağrısı en belirgin semptomdu. Gece ağrıdan uyuyamadığı oldu gündüz gün boyu yataktan çıkmadığı oldu 2-3 gün kadar. Öksürük minimal durumda ama var. Sanırım en zoru sürekli ağrı durumu oldu onun için.

Ama hiç birimiz nefes darlığı vs gibi bir durum yaşamadık. Benim kalbim biraz sorunludur ama çarpıntım bile olmadı, oraları pek etkilemedi ya da görünürde etkilemedi artık orasını bilemem.

Bu virüs bir gün bize de gelecekti zaten bekliyorduk, geldi gördük. Neyse bence fena atlatmadık, şimdi önümüzdeki 6 ay rahatız en azından!


5 Kasım 2021 Cuma

HANGİ ÇOCUĞUN HANGİ SINIFTA OLDUĞUNU KAÇ GÜNDE EZBERLEYEBİLİRİZ?

İlk lockdown - tam kapanma - sonrası bir daha da buralarda okullar kapanmadı. O günden beri tam gaz devam. 

Eylül ayında birinci sınıfa başladılar ve sanırım artık resmen ayrı sınıftalar! Okula girince biri sağa biri sola yöneliyo. Artık ayrı arkadaşları var ama tabii ki herkes herkesi de tanıyo hem geçen seneden hem de aralarda birlikte oynamaya devam ettiklerinden. 

Sınıflarının isimlerini hala arada karıştırıyorum hatta okulun 3. günü tam da şu geldi başıma ha rezil oldum: Çocukları sabah aynı noktadan okula bırakıyoruz, şahane. Akşamları da normalde çıkış saati 15:15 ama biz ikimiz de çalıştığımız için nerdeyse hiç o saatte almadık onları, dolayısıyla hangi kapıdan alındıklarını da bilmiyorum. Bizim normal rutinimizde okul sonrası kulübü onları direk sınıflarından alıyo, biz de akşam 6da gidip okulun arka kapısından alıyoruz. 

Olaylar birinci sınıfın üçüncü gününde cereyan etti. Okul sonrası şeysi birisi hasta olduğu için iptal oldu ve çocukları normal saatinde almamız lazım. Gittim 15:10da okulun kapısına, başka veliler de var biraz sohbet muhabbet dönüyo kapı açılana kadar. Tam kapı açılırken ben farkettim ki çocukları o saah bıraktığımız tek kapıdan almıyoruz! Her sınıfın kendi kapısından çocuklar tek tek salıveriliyo. Öğretmen kapıdaö gelen veli çocuğun adını söylüyo, öğretmen de çocuğu getiriyo. Ben o anda farkettim kiiii hangi çocuğu hangi kapıdan alacağımı kesinlikle bilmiyorum!!! İçimden yaaw diyorum rezil olucam, yan gözle diğer velileri takip ediyorum. Diyorum bu Otto'nun babası, evet. Peki bizm çocuklardan hangisi onunla aynı sınıftaydı acaba? whatsapp gruplarından mı baksam. Ama zaman yok, okula doğru yaklaşıyoruz. Bakıyorum başka tanıdık veli görmeye çalışıyorum, Jack'ın annesi var yanda. Ama katiyen bizimkilerden hangisi Jack'le aynı sınıfta hatırlamıyorum. Ama yarebbi çözüm düşünüyorum. O arada yavaşlamak için ayağım kaşınmış gibi yapıyorum arkada kalıyım diye, hani o arada bir ipucu görürüm falan. Ama yok tabii ki! Diyorum tamam haydi artık şansına gidicen ik kapıdan birine ve birinin adını söylicen.

Yavaşça soldaki sınıfın kapısına yanaştım. Öğretmen bana baktı ve ben 'Barış' dedim. Dünya durdu ve öğretmen bana garip garip baktı. Kim?? dedi. Dedim 'Deniz'! Veliler koptu tabii, ben de ehehehe tabii yani daha okulun üçüncü günü ama di mi ehehehhe sınıflarını tam şeedemiyorum eheheheh dedim ve utancımdan yerin dibine geçerken Deniz geldi içerden. 

Naaaabıcan kardeş?? Kafa bi milyon, herşeyi de aklımda tutamam ki ben! Neyse bu da böyle bir andı, burda dursun da sonra okur güleriz :) 

26 Mart 2021 Cuma

YİNE YENİ YENİDEN

 Son yazıyı yazalı 5 yıl olmuş! Daha neler!

Ohooooo neler neler..

Şimdi açıp okuyunca bir an o günlere döndüm. En başına, şimdi olduğumuz yerden çok uzaklara. 

Barış ve Deniz artık 5 yaşındalar! Hala ikizibiraradalar. Evden eve taşınıp kendilerini Londrada buldular 2 yıl önce. Macerlar maceralar..

Buraya en son yazdığımda uzun uzun Barışın ameliyatından bahsetmişim. Ve üstünden 5 koca yıl geçmiş ha. Şimdi süper kahraman kostümleri giyip koltukların üstünde zıplayan, taklalar atan iki küçük insan oldular. Okula bile başladılar. 

Hadi bi hızlı geçiş yapıyım.

Barışın ameliyatı.. 2.5 aylıkken Koç Üniversitesi Hastanesinde yapılan ameliyatı çok iyi geçti. Bağırsağın hastalıklı kısmını aldılar ve o kadar. Geri kalan ona yetermiş zaten. Yetiyo da :) Ameliyat sonrası 1 yaşına kadar bağırsaktaki dikiş yapılmasın diye numaralı demir çubuklar verdi doktoru. Bağırsaktaki içten dikişin iyileşmesini bekledik bir süre. Sonra basladık günde iki kere çubuk kullanmaya. Hiç farkettiği bişey olmadı. Canı hiç yanmadı çünkü kayganlaştırıcı sürerek yapıyordum ve mutlaka bezini değiştirirken yapıyorum. Ameliyat sonrasında hiçbir aksilik yaşamadık. Güzel güzel iyileşti minnoş. Yaşına gelince de tamamen bıraktık. Kilosu Denizin her zaman azcık arkasından geldi, hala da öyle. Bence kolay kolay kilo alan bi çocuk olmayacak zaten :) Ama en ufak bir eksiliği, rahatsızlığı olmadı ameliyattan ötürü. Yani şanslıymışız ki kolayca atlattı, biz de iyileşme sürecinde çok titiz baktık tabii ki. Pansumanlarını aksatmadık, popodaki kızarıklıkları hemen kremledik iyileştirdik. Şimdi karnındaki 2 günlükken olduğu ameliyatın izinden başka bişeyi yok. O iz de çok görünür olmasına rağmen bir kere bile sormadı bu nedir diye. Sanki hiç yokmuş gibi o iz onun için. Bakalım ne zaman soracak..

Biz çocukların ilk 3 yaşında 3 ev değiştirdik. Feneryolu'nda başlayan maceramız Göztepe'de ve sonra da Arnavutköy'de devam etti. Şehirin içinden adım adım uzaklaştık, en sonunda kendimizi Londra'da bulduk. Şehir bizi kustu resmen. Feneryolu'ndan Göztepe'deki kendi evimize geçmiştik. Yerden ısıtmalı yeni yapılmış evde baya rahat ettik aslında. Fakat oranın da trafiği bizi bitirdi. En sonunda bir cumartesi günü evden Bağdat Caddesi'ne, yürüyerek 30 saniye olan yolu arabayla 30 dakikada geçemeyince taşınmaya karar verdik. Biraz da mümkünde bir bahçemiz olsun dedik. Böyle diye diye Arnavutköy'e kadar gittik! Ama sahildeki Arnavutköy değil, şimdi havaalanının olduğu Arnavutköy! Ebemköy! Ama çok rahat ettik orda zira ev bahçeliydi. Çocuklar bizden daha da rahat ettiler. Bir da yatılı yardımcı bulduk, herkes rahat etti. Tam 3 yıl boyunca gündüzlü ya da yatılı bakıcının yanında muhakkak anneanne ya da babaanne bulundu. Haftayı nöbetleşe aldılar, döne döne gelip gittiler saolsunlar. 

Bir noktada yurtdışına çıkmak hep dilimizdeydi de nasıl olacağını pek bilememiştik. İki taraftan da işlerimizi zorladık uzun süre. Bu arada çocuklar 3 yaşına yaklaştıklarında, sanırım Eylül 2018 gibi kreşe başladılar. Beşiktaş'ta Meşe Palamudu Çocuk Evi'ne gittiler kısa süre. İlk defa o zaman ayrıldılar az da olsa. Kreşte 2 sınıf vardı, ikisini ayrı sınıflara verdik biraz kendi karakterleri gelişsin, tek olarak da başlarının çaresine bakabilsinler diye. Tabii bu kreşin kayıtları aylar öncesinden yapılmıştı o zamanlar gideceğimiz de belli değildi. Sonra benim şirketimde bir iş fırsatı çıktı, Londra'da bir pozisyon açıldı. Haziran - Temmuz boyunca görüşmeler, paneller falan bizde bu işler uzun sürerdi zaten. Temmuz sonunda haber geldi, hazırlıklar başladı! Çocuklar yine de kreşe başladılar tabii ama sadece 2 ay kadar gittiler ve 10 Kasım'da Londra'ya uçtuk.

İlk gelişimizde annem de bizimle geldi ki biz ev, iş, okul ayarlarken o çocuklarla ilgilendi. Ev tuttuk, kreş bulduk yerleştik 2 ay kadar sürdü. Buradaki kreşler aşırı pahalı ve de eğitim farklı, ona da alışmamız gerekti tabii :) Chiswick'e yerleştik bir de buralar biraz daha pahalı ama neyse dedik bu bir yatırımdır neticede. 2 sene gömelim poundları, sonra okula başlayınca sıfırlanacak hepsi. Burdaki kreşte aynı sınıfta olmak zorunda kaldılar çünkü tek sınıf vardı. Önce Maggie&Rose diye bir kreşe başladılar, sonra orda çok değişim oldu öğretmen kadrosunda, memnun değildik değiştirdik Kido diye başka bir kreşe geçtiler. Bu kreş işlerine sonra gireriz şimdi bu biraz özet bölüm malum :)

İlk 1 yılımız zorlu geçti, zira çok farklı bir sisteme alışmaya çalıştık. Yanımızda yardımcı yok, aileler yok, arkadaşlar yok. İnsan kendini kimliği dahil baştan yaratıyor bir nevi. yuvarlana yuvarlana bulduk yolumuzu. 2. yılımızın başında da zaten Co-Vid geldi, ama artık alışmıştık zaten de bi zahmet! 

Çocuklar Eylül 2020'de İlkokula başladılar. Burda 5 yaşında 'Reception' dedikleri bir sınıfa başlıyorlar, bir nevi anaokulu. Kreş desen değil, birinci sınıfa desen değil, tam bir ara geçiş yılı. Tabii ki develet okulu! Zaten burda çocuklu aileler herseye okullar çevresinde kuruyorlar. Devlet okulları puanlıyor, sen de gidip yüksek puanlı okulları buluyosun, obanı onun yakınlarına kuruyosun. Zamanı gelince belediyenin şeysinden online başvuru ile belediye okula yakınlık derecesine göre çocukları yerleştiriyo. Bizimkiler de en iyi okullardan birine yerleştirildiler, de haydi 6 yıl burdalar gibiler!

Co-Vid sebebiyle bir süre okullar kapatıldı, 2 aya yakın evden eğitim oldu ama geçen hafta itibariyle Mart 2021'de tekrar okula döndüler. bu okulda da 2 sınıf vardı, okul da sınıfları ayırmayı önerdi, zaten biz de öyle istiyorduk ve ayrı sınıflardalar. Fakat bu ayrı sınıflar zaten günün yarısını birlikte geçiriyolar, dolayısıyla ne ayrılar ne birlikteler. Çok da ideal bir durum oldu :)

Neyse işte işin özeti bu!

Eskiden bebeklermiş, şimdi çocuk olmuşlar. Ben demiyorum, kendileri diyo!