Kilo için çok kontrollü de gitmedim aslında, sadece sağlıklı beslenmeye özen gösterdim. Beni en çok zorlayan şey ise bir anda oluşan tatlı isteğim oldu. Halbuki normalde pek tatlı düşkünlüğüm yoktur ama nedense hamilelikte her türlü tatlının kulu kölesi oluverdim!
Bu durum kocam için başa çıkması zor oldu, hatta sanırım benden daha zor oldu. Zira kendisi son 1 senedir yediklerine gösterdiği aşırı özen ve düzenli spor sayesinde istediği vücuda kavuşmuşken benden de aynı performansı bekliyordu. Tam bu konuda üstüme gelmeye başladığı dönemde de hamile kalıncaaaa pek de müdahale edemedi. Ufaktan ufaktan "tatlının ne sana ne çocuklara bir faydası var canııım" baskısı yapsa da neticede hamile kişinin çok üstüne gelinmeyeceğinden, bir yerde durmak zorunda kaldı :)
Neticede bendeniz 56 kilo ile hamile kalıp 74 kilo ile süreci tamamladım. 75 de olabilir, en son doğuma 4 gün kala tartılmıştım. Neyse işte 18-19 kilo kadar aldım ama tabii ki "ikiz canım olacak o kadar!" Sonrası için ise hayalim 52'ye düşüp filinta gibi olmak.
Karnım burnuma yaklaştığı sıralarda bir de kıyafet krizi tabii ki baş gösterdi. Zira mevsim eylül-ekim oldu ve havalar serinledi. Ama doğum da yaklaştı, yeni kıyafet almaya lüzum da yok. Eee ben de Kadıköy'deki penyeciden aldığım büyük beden penye elbiselerimin üstüne 2 hırka alıverdim, her yerde onları giydim. Ayakkabı mevzusunu ise çözemedim ve sadece idare ettim :) Ayaklarım büyüdüğü için botlarım ve kapalı ayakkabılarım olmuyordu, tek giyebildiğim ayakkabı esnekliği sebebiyle new balance spor ayakkabılarım oldu. Yağmurun ortasında kaldığım bir günde ise geçirdim ayakkabıların üstüne galoşları, Kadıköy'de öyle gezdim :)
Ama o penye elbiseler hayatımı kurtardı adeta. 3-4 tane farklı renklerde bol bol penye elbiseler aldım, çeşitli takılarla döndüre döndüre hep onları giydim durdum. Vücut hatlarımda gösterecek bir numara olmayınca takı olayına yüklendim biraz. İri iri kolyeler, hatta içinden şal geçirilmiş kolyelerle biraz ilgiyi vücuttan aksesuara almaya çalıştım. Sanırım oldu da. Size de tavsiye ederim. Eğer kilo sıkıntınız varsa takın iri iri takıları, geniş elbiselerin içinde poponuz göbeğiniz bıngıldarken göze çarpan rengarenk takılarınız olsun :)
Saçlarımı boyatamadığım için şakaklara düşen aklar ön plana çıkmaya başladı. Ancak son ayda biraz daha kısa kestirebildim ve fazlası için ancak doğum sonrasına hayal kurabildim! Hep istediğim çok kısa saçı doğumdan sonra kestiricem diye hedef koydum. Aslında bana kalsa doğumdan önce yapacaktım da bir arkadaşım dedi ki "doğumdan sonra insanın değişiklik yapmaya çok ihtiyacı oluyor, bence sonrasına kalsın." Kendisine kulak verdim, iyi ki de öyle yapmışım! Gerçi evdeki iki adamla bir daha ne zaman kuaföre gidebileceğimi bilemiyordum ama psikolojik açıdan beni kurtaracak bir hamle olduğu kesindi!
İleri hamilelik döneminde vücutla başa çıkmak zorken bir de içimdeki adamların tekmeleri tokatları başladı. Özellikle geceleri pek hareketliydiler, hatta bazen uyutmayacak kadar. Koca karnımın baskısıyla hacmi aşırı küçülen idrar torbam geceleri beni birkaç defa tuvalete davet eder oldu. Saat sabah 4 civarı tuvalet ziyaretim sonrası da uyuyamadığım zaman çok oldu. Sağa dönsem birisi tekmeliyor, sola dönsem diğeri tekmeliyor. Sırtüstü yatsam tansiyon düşebilir diyorlar, yüzüstü zaten imkansız. Böyle böyle telefonumla zaman geçirerekten sabahı ettiğim çok oldu.
Yine de o göbekle gezmekten de geri durmadım. Aile fertlerinin 'sen hala araba mı kullanıyosun bakiim???' tehditlerine boyun eğmedim ve kendimi iyi hissettiğim her fırsatta kocamla, arkadaşlarımla vakit geçirdim. Bir de hiç araştırmadım ama son güne kadar makyaj yapmaya da devam ettim. Kalitesiz bir malzeme zaten kullanmıyorum ama özellikle fiziksel olarak hayal bile edemeyeceğim sınırlara gelmişken beni iki gram daha güzel ya da bakımlı gösteren makyajdan kopmadım :)
32. haftamın sonunda izne ayrılırken de şirketteki arkadaşlar baby shower konseptli bir veda yaptılar saolsunlar. Aynı dönemin hamileleri olduğumuzdan Pelin'le birlikte yoldaki toplam 3 adam için veda yapıldı.
Şirkete veda ile birlikte yeni bir dönemin kapıları açıldı.. Yıllar sonra iş hayatını bir süreliğine kenara koydum, birkaç haftalık boşluğun ardından hiç bilmediğim bir dünyaya doğru yola çıktım.. İnsanoğlu işte, öğreniyoruz, büyüyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder