İlk 2 ayı şuursuzca geçiren aile olaraktan 3. ay boyunca aşırı dikkat ve özen gösterdik tabii ki herşeye. Ama beni en çok zorlayan şey akşamları üstüme çöken uyku hali oldu.
Ben kiii hatta biz kiii akşamları evde oturmayan otursak da yalnız oturmayanlar olarak bir de baktık yemekten sonrası uyku saati oluvermiş. Haa bu psikolojik midir yoksa hakkaten gercek uyku gelmesi midir onu bilemem ama akşam yemeğini yedikten sonra evdeki tek koltukta bir yatışım var, evlere şenlik.
Aaa canım yaa film mi izlesek acabaaa. Hee tabii tabii kesin izleriz, 3. dakikadan sonra ben kayıyorum. Hayır sıkıntı şu ki evde uzanılabilecek koltuk kıvamında tek bir parça olduğu için ve onu da ben işgal ettiğim için canım kocam bir ay boyunca açıkta kaldı. Aslında benim için aldığımız Eames koltukta tünedi adam yazık 1 ay boyunca!
Ama korkacak bişey yok tam 3. ayın bitiminde o uyku halinden de kurtuldum ve normal hayata geri döndüm. 3. ay bitince tabii artık insanlara hamileliğimden bahsedebilme özgürlüğüne de kavuştuk. Zira testler normal, bebekler gayet tutunmuş içerde ve de rahim ağzı kapanmıştı. 1 ay bekledikten sonra gittiğimiz ilk doktor randevusunda hala benzer bir çaylaklık vardı üzerimizde.
12. hafta kontrolünde kan alındı ve ultrasonla bakıldı. Yine ultrasonik bilgilerden hiçbirşey anlamadık tabii ki. Ama bizim için tek mühim olan şey doktorumuzun "herşey yolunda" demesiydi. Hiçbir kontrolden sonra raporlarımızı başkasına da göstermek ya da çıkan değerleri internette araştırmak gibi olaylara girmedik. Bu sebepten aşırı rahat olduğumu düşünebilirsiniz, evet öyleydim. Olmasa mıydım ? Olmasan ne olucak ? Sanıyo musunuz ki internette şahane bilgiler var ve bir anda uzman kişi oluyor bilgiyle donanıyorsunuz! Ben size diyim internet saçmalıklarla dolu.
Monokoryonik Diamniyotik olduğunu - yani tek plasentadaki tek yumurta ikizleri - ilk öğrendiğimizde o hatayı bir kere yaptım ve neymiş acaba da bunun riski diye Google'a bi sordum. Sormaz olaydım! Arkası depresyon! Ve tabii ki de hemen kapattım. Evet doktorum zaten riskten bahsetti ve konuyla ilgili benim yapabileceğim tek şeyin iyi beslenip strese girmemek olduğunu söyledi. Geri kalanla ne yapabilirim ? Ay dur ben bunu sora ayrıca yazayım hatta tıbbi bilgi de yazarım.
Neyse işte 1 ay daha geçti 1 kontrolü daha atlattık ve artık işyerine bilgi verme zamanım geldi. Ve önümde yine aynı kalabalık ekiple bir seyahat var ; bu sefer istikamet İzmir!
Gitmeden önce yöneticimle ve insan kaymaklarıyla konuyu paylaştım. 2 kız evlat sahibi yöneticim dolan gözleriyle beni hayretlere soktu, bir duygusallaştı adam kesin akşam gidip kızlarına sarılmıştır. Dedim ki ekiple de en kısa zamanda paylaşıcam durumu, şimdilik sende kalsın.
İzmir'e giderken de Ankara ile benzer bir stres yaşandı tabii aman dedektörden geçtim de kim gördü de kim görmedi falan filan. Ama asıl mesele artık hafiften öne doğru hamle yapan göbeğimdi bu sefer. Tamam belki de yoktu ama ben öyle sanıyordum :) Bir de bu sefer daha içmeli oynamalı bir akşam yemeği programı vardı, ondan da sıyrılmam gerekiyordu..
İlk gün saha ziyaretleri ikinci gün toplantı olan programın ilk gecesinde daha da kalabalık bir ekiple rakı-balık sefasına gittik. Usuuulca masanın dipteki köşesine doğru yola çıktııım ve içki içmeyen birkaç kiliyle tesadüfen yanyana düştüüüm. Çok güzel, kamuflaj hazır. Gecenin sonunda masada sadece 1 kişiye söyleyebildim ve o ortamı hayatım boyunca unutamıycam. Düğünümüzde de çalmasına engel olamadığım "tavukları pişirmişem anamı da komşuya göndermişem" isimli güzide iarkımız eşliğinde yerlere çömelme anındaydık.. Yanımdaki Mert arkadaşıma "ay ben daha fazla böyle oturamicam kardeş" dedikten sonra hamile olduğumu söyledim. Bu anı kayıt altına alınsın. Daha fazla lafım yok, teşekkürler.
Ertesi gün de tüm ekibi birlikte yakaladığım bir anda haberi verdim, rahatladım. Sonrası zaten çorap söküğü gibi gelirdi, dert etmeye saklamaya gerek yoktu.
Bundan sonrası neydi ? Bundan sonrası çocukluların hikayelerinin ve önerilerinin dinlenmesi, ah vah ikiz çocuklan naapçan sen yavrum yazık diyenlere sabır gösterilmesi ve her yerde çocuk mevzusunun açılmasına alışılmasıydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder